GAMZEDEYİM DEVA BULAMAM
Her aşkın bir hikayesi vardır. Bazı hikâyeler, gönüllere yazılmış ve gönüllerden unutulmaz sözlere, sözlerden de notalara dökülmüştür. O iç acıtan ayrılıklar, kimi zaman şarkılarda hayat bulmuştur. Çoğu zaman güzel sözler, aşk acısı çeken o aşkın ızdırabını içinde yaşayanların kaleminden çıkmıştır. Unutulmazlar arasında kalan, halen nağmeleri, sözleri,dilimizde, gönlümüzde yer eden, bu acı çeken kelimeler, kimi zaman da duygularımıza tercüman olmuştur.
Şimdi sizlere sevgili dostlar, bu aşk acısını karşılıklı yaşayan ama birbirlerine kavuşamayan, kemani Tatyos efendi ile Tatyos’a olan aşkından hiç evlenmemiş bir kadının hüzünlü bir aşk hikayesini okuyacaksınız…
GAMZEDEYİM DEVA BULMAM
Tüm şarkıların bir hikayesi vardır. “Gamzede’yim Deva Bulmam” şarkısı da bu tür şarkılardan biridir. Hemen belirtelim, Gam-zede, üzüntü sebebiyle kötü duruma düşmüş anlamındadır.
Hikayenin kahramanı Kemani Tatyos Efendi’nin kendi cemaatinden çocukluk aşkı bir sevdiği varmış. Aile o tarihlerde Erivan’a göç ettiğinden evlenememişler. Aradan uzun seneler geçmiş Tatyos efendi evlenmiş çocukları olmuş ancak kadın hiç evlenmemiş ve bir gün İstanbul’a dönmüş. Bunu öğrenen Tatyos Efendi sözlerini de yazarak bir eser bestelemiş.
Kısa zaman sonra Beyoğlu’nda bir meyhanede gece nihayete ererken birkaç müşteri ve sandalyeleri toplayıp yerleri süpüren birkaç çocuktan başka kimse kalmamışken birlikte oturdukları Vasili ve Ahmet Rasim Bey de tam gitmeye hazırlanırken Tatyos Efendi kemana uzanmış sanki saatlerdir içen ve çalan o değilmiş gibi kemanı omuzuna yerleştirip, hafifçe başını kemana eğerek, dudaklarında acı bir tebessümle o ana kadar duyulmamış o uşşak şarkıyı ilk defa söylemiş.
Gamzede’yim deva bulmam,
Garibim bir yuva kurmam,
Kaderimdir hep çektiren,
İnlerim hiç reha bulmam.
Elem beni terketmiyor,
Hiç de fasıla vermiyor,
Nihayetsiz bu takibe,
Doğrusu ta’kât yetmiyor.
Ehl-i dilin yoktur kadri,
Uğraşma gel Tatyos gayri,
Eserin çok kıymetin yok,
Git talihine küs bari.
Tatyos kemanı omuzundan indirdiğinde hiç kimsenin tek bir kelime edecek hali yoktur. Vasili hıçkıra hıçkıra ağlıyor meyhane de kalanlar da göz yaşlarını birbirlerine sezdirmeden silmeye çalışıyorlar. Birkaç hafta içinde İstanbul’da bu şarkıyı ezberlemeyen ne hânende ne sâzende kalıyor.
Şarkıyı besteledikten bir ay sonra Tatyos Efendi vefat ediyor naaşı klisede iken otuz yıl önceki çocukluk aşkı olan kadın Ahmet Rasim’in yanına üzerinde ‘Tatyos ile birlikte defnedilecektir’ yazılı bir zarf bırakıyor. Yarım saat sonra Tatyos’un naaşı ile birlikte toprağa verilecek zarfın içinde şu dizeler yazılıdır;
Gamzede’sin devân benim
Garip kuşsun yuvan benim
Çektiğimiz yeter gayri
Kaderimsin inan benim.
Ta’kât yetişmez eleme,
Bülbül imrenir çileme.
Bizim şu kara sevdamız,
Kalsın öteki aleme.
Elbet kadrini bilirim,
İste; canımı veririm.
Küsme talihine Tatyos
Çok durmam ben de gelirim.
Miraç bey, Vallahi çok güzel konulara değinerek bizleri de bilgi sahibi yapıyorsunuz. Bunun için size gönülden teşekkür ediyorum. İyiki varsınız.