EMEKLİLER ADİL OLANI İSTİYOR.
EMEKLİLER ADİL OLANI İSTİYOR.
Milletimize hizmet aşkıyla yıllarca alın teri akıtmış Kamu Görevlisi Emeklisi
Kardeşlerim,
Değerli basın mensupları,
Basın toplantımıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Kamu görevlisi emeklisi demek; milletine ve devletine yıllarca hizmet eden,
hayatının geri kalanında geçim derdi yaşamadan hürmet görmeyi hak eden
demektir.
Emeklilik sadece devlete yük, sosyal güvenliğe maliyet, hazineye gider değil;
yıllarca emek verilmiş, katkı sunulmuş, alın teri akıtılmış, vergisini eksiksiz
yatırmış bir sürecin kazanımıdır.
Çalışırken elde edilen gelirin ve verilen hizmetin karşılığı olarak; emeklilik
sürecinde insan onuruna yakışır ücret verilmesi ise sosyal devletin bir gereğidir.
Ülkemiz; medeniyet değerlerimizi esas alarak, insanı önceleyen ve önemseyen
görüş ve uygulamalarıyla her zaman sosyal devlet ilkesinin gereğini eksiksiz
yerine getirmiştir.
Devletimiz; her sözünü fiili uygulamaya dökerek hiçbir sözün havada kalmasına
müsaade etmemiş ve dayatılmak istenen ekonomik krizleri, bölgesel baskıları
reddederek; çalışanı, emeği, alın terini ve emeklileri korumaya yönelik
düzenlemeleri hayata geçirmiştir.
Bütün bu süreçlerde; Emeklilikte Yaşa Takılanların sorununun çözümü, en
düşük emekli aylığının artırılması ve enflasyon üzerinde verilen artış
oranlarıyla; insana, emeğine ve onuruna dair bütün herkes tarafından takdir
edilen düzenlemeler gerçekleştirilmiştir.
Bu düzenlemelerin bir yenisi de; Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından verilen
“En düşük memur maaşı da 22 bin lirayı bulacak. Memur maaşlarındaki
bu artışlar otomatik olarak emeklilerine yansıyacak.” sözüdür. Bu söz gereği Haziran ayı enflasyon rakamının açıklanmasıyla birlikte emekli
aylıklarındaki artış bütün emekliler tarafından merakla beklendi.
En düşük kamu görevlisi maaşını 22.000 ₺’ye yükseltecek düzenleme gereği,
Mayıs ayından bu zamana kadar kamu görevlisi emeklileri de benzer artış ve
kıyaslanabilir rakamlar üzerinden hesap makinelerinin bütün fonksiyonlarını
çalıştırdı.
Fakat hiçbir emekli tarafından kabul edilebilir, anlaşılabilir, anlatılabilir ya da
aktarılabilir bir artış oranı Kararı çıkmadı.
Değerli misafirler, kıymetli basın mensupları;
Hiçbir emekli tarafından hesap edilmeyen, edilmesine imkân dahi verilmeyen bu
artış oranı; ne mali disiplinle, ne sıkılaşma politikasıyla ne de Büyük Türkiye
vizyonuyla maalesef uyuşmamaktadır.
Kamu görevlilerine %17,55 oransal artış ve 8.077 ₺ seyyanen zam; kamu
görevlisi emeklisine ise ekonomik kayıplardan bağımsız, piyasa gerçeklerinden
uzak, hane giderlerinden habersiz, sadece %25 zam layık görüldü.
Yapılan zam ile 9.800 ₺’ye çıkarılan en düşük emekli kamu görevlisi aylığının
mevcut asgari ücretin altında kalması hakkaniyet ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
Kira fiyatlarında yaşanan artışlar, emtia fiyatlarındaki yükselişler, gelirden daha
çok artan giderler ve en düşük emekli kamu görevlisi aylığının asgari ücretin
altında kaldığı görülerek artış yapılmalı, en düşük kamu görevlisi aylığı adil bir
ücrete kavuşmalıdır.
Kaldı ki bu rakamlar Emekli Sandığı Kanununa göre hesaplanmışken, 5510
sayılı Kanundaki mağduriyet çok daha büyük bir boyuta ulaşmıştır. Çalışırken
hak edilen fakat emekli aylığı hesabında dikkate alınmayan birçok kalem,
emekli aylığını düşürmektedir.
Çalışan – Emekli arasındaki bu büyük rakamsal farklılık, sosyal güvenlik
sisteminin çarpıklığını en net ve açık biçimde gözler önüne sermektedir.Değerli Basın Mensupları,
Emekli olup geçim derdi yaşamayı mı yoksa kamu personel sistemini ve
personel istihdamını olumsuz etkileyecek şekilde zorunlu emekliliğe kadar
çalışmayı mı tercih edeceğimizi bilemediğimiz bir sistem dayatılıyor.
Emekli kamu görevlileri bu artışlardan sonra; göreve geri dönmeyi istiyor,
düşük emekli aylıkları altında ezilmek istemiyor.
Emekli kamu görevlilerinin maaş artışları masada belirleniyor, emeklileri temsil
edecek sendikaya izin verilmiyor. Yasal mevzuat sizi ilgilendiriyor fakat sizi
masadan uzak tutmak için yasanın değiştirilmesine direniliyor. Memur-Sen
olmasa emeklilerin sesi bile duyulmuyor.
Emekliler, torununa harçlık verirken, markette alışveriş yaparken ve hayatının
diğer alanlarında gelir düşüklüğünü ve geçim sıkıntısını hissetmek istemiyor.
Derdimiz, kıymeti mazide kalan anlayışını ortadan kaldırarak; tarihe yön vermiş,
ülkemizin birikimini artırmış kamu görevlisi emeklilerini; adil ve hakkı olana
kavuşturmaktır.
Biz farklı olanı, ayrı olanı ya da hakkımız olmayanı istemiyoruz.
Kamu personel sistemi; çalışan ve emeklisiyle bir bütünlük içerisinde, adil bir
zeminde bugüne kadar varlığını sürdürmüştür.
Yeni düzenlemeyle olmaması gerekene mevzuatta yer vererek toplumsal
huzursuzluğu artırmak, mevcut sistemi bozan bir yöntemdir.
Düşük artış oranıyla; bütçeye tasarruf oluşturmak için enerji harcanırken, sosyal
maliyet gözden kaçırılmamalıdır.
Yapılması gereken ve beklentilere karşılık verecek olan; seyyanen zammın tüm
kamu görevlisi emeklileri için de geçerli olmasıdır.
%17,55 artış oranı uygulandıktan sonra aylık bağlama oranı üzerinden 8.077 ₺
seyyanen zam yansıtılmalı, ortadaki karışıklık ve kargaşa giderilmelidir.Türkiye, Ülkesi için emek verenlere ve devletine gönül verenlere hesap
makinesinin küçük rakamlarıyla hesap yapmayacak kadar büyük bir devlettir.
Büyük ve Güçlü Türkiye vizyonuna yakışan, 100. Yılında emeklisini mağdur
etmeyecek düzenlemeleri hayata geçirmektir.
Biliyoruz ki, Büyük ve Güçlü Türkiye emeklisine hak ettiği aylığı verecek,
çalışan-emekli tartışmasına fırsat tanımayacak büyüklüktedir.
Bu sebeplerle, Komisyon aşamasında emeklilere yönelik atılan adımın devamı
Genel Kurul aşamasında da gelmeli, emekliler tarafından endişeye ve
huzursuzluğa neden olacak Kanun Teklifi onarılmalı, emeklilerin refahını
iyileştirmeye yönelik tamiri yapılmalıdır.
Hepinize katılımlarınız için teşekkür ederim.