Haziran ayında İzmir’de bir şiir yazmışım. Telefonun rehberine kaydedip öylece unutmuşum.
Bugün başka bir şey ararken karşıma çıktı — meğer İzmir’de iki şiir yazmışım.
Birincisini sizlerle paylaşmak istedim.
DUYGU YAĞMURU
Yolumun erken düştüğü
bir haziran sabahında,
İzmir’in kalabalık sokaklarında
kendimi kaybettim —
belki de
aramadığım bir şeyi bulmak içindi bu kayboluş.
Belki de,
şairin ilham aradığı
bir sessizlikte
beni başkasının gözleri bulmuştu.
Kim bilir,
belki kader
bir dize gibi fısıldadı adımı o an.
Şair,
şiir yazmak ister;
ama aslında yazmak,
kalbini bir kâğıda bırakmaktır.
Kaleminden dökülen her sözcük,
bir yürek kırıntısıdır.
O an gelir —
aklın susar,
kalbin konuşur.
Ve duygular akar,
kelimelere sığmaz,
taşar…
Bir pınar olur,
bir ırmak,
bir çağlayan.
Bulmuşsa şair
sanatçı dostunu,
elinde gitarı vardır;
parmakları tellere dokunur,
notalar dua gibi yükselir.
“Çal artık, kaptan,” der şair,
“şiirimi senin sesinle duysun gece.”
Gitar pınar olur,
duygular şelale —
karışır, akar, çağlar.
Her nota kalbe bir dokunuş,
her melodi bir anı olur.
Bir sıcak el uzanır,
tutar elini,
içinden bir şey kopar;
aklın kalır,
ayakların gider,
ama sen gidemezsin.
Çünkü,
duygu yağmurunda
ıslanmışsındır artık…
Ne sığınak, ne şemsiye fayda eder.
O yağmur seni arıtır,
yüreğini yıkar,
ve seni yeniden doğurur.
Miraç Morçöl
23.06.2025 – Kınık / İzmir