AĞLIYORUZ “FİLİSTİN”E…
Derebahçeli/Ali Kayıkçı
AĞLIYORUZ “FİLİSTİN”E…
(“Malûmlar”a “Taşlama”, mısra-mısra haşlama):
* “Büyüleyici sözler gibi, hikmetli şiirler de vardır…”, “Şâir Hassan’ın sözleri, düşmana ok yarasından daha tesirlidir; bir kelimesi, cephede 100 kâfiri öldürmekten daha sevâbdır.”, “Şiir, bir söz ki, güzeli daha güzel, çirkini daha çirkindir…”, “Allahü teâlâ, bir kuluna yazı ve söz san’atı ihsân ederse, Resûlullahı övsün, düşmânlarını kötülesin!” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi vesellem”)
* “Halk ozanları güzel insanlardır. Bir yol açarlar, biz yollara düşeriz… Biz ‘Hadi’ deriz, ardımızdan koşarlar. Onların diğer adı ‘Hakk Âşığı’dır. Yüce Yaradan dışında âmir tanımazlar.
Her biri ayrı zirvededir ki, dertlere devâ râyihâlar neşreder. Hem dünlerde yaşarlar, hem bugünlerin tam göbeğinde. Onları görmezden gelemezsiniz. Onları yok sayamaz, onlarsız edemezsiniz. Güzel istikametlerin kilometre taşları olmayı çoktan kabullenmişlerdir. Dileyen onların gölgesinde eyleşir, isteyen yükünü onlarda dinlendirir. Ozanlar; eksiklerimizin tamamlayıcısı, hedeflerimizin fener tutucusudur.” (Gürbüz Azak “r. aleyh” –Türkiye Gzt; 28.07.1991)
S
aygıdeğer Okuyucularımız!..
“Türkiye Gazetesi Geniş Açı/Fikir Tartışma Sayfası” yazarlarından “Prof. Dr. Osman Kemal Kayra” Hocamız, 11.11.2023 tarihli nüshada yayınlanan “Tarihin Gölgesindeki Vesika Şiirler” başlıklı makâlesinde; “Osmanlıda başlangıçta resmî târih yazıcılığı yoktu. Bu mühim meslek amatörce de olsa şiirlerle ve bâzı yazılarla başlamış kabul edilir. Özellikle ordu içindeki halk şâirleri tarafından irticâlen (doğaçlama) meydana getirilen destân-şiirlerle târih yazıcılığı (anlatımı) sözlü olarak başlamıştır.” deyince bizim de aklımıza, son haftaların dünyâ çapındaki gündemi olan “İsrail ve ABD’nin Filistin Zulmü” mevzuunda yazmak geliverdi.
“Târihe not düşmek” bakımından “alelacele” kaleme aldığımız bu şiirimiz ile “durgu”ya değil de “vurgu”ya dikkat ettiğimizi, bunun da “içimizden geldiği gibi” olduğunu özellikle belirtmek isteriz.
Diyoruz ve de bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla!..
= = = ( – 1 – ) = = =
Ağlıyoruz “Filistin”e/”Ekim” geçti, “Kasım” yine;
“ABD”yi baştan gördük/”Çomak soktu” iş içine!..
“BM”de “el-kol” bağladı/”AB”miz(!) destek sağladı;
“Dil” sustu, “gönül” ağladı/Sırt döndü inanca-dine!..
“Ateşkes”e, olmaz dendi/Tek “veto”nun zâlim fendi;
Yüzyirmi “Evet”i yendi/”Şehîd” çıktı onbirbine!..
“Dünya 5’ten, 1’den büyük”/Şu “ConiHom” kanlı bir yük;
“Biden” gördük, sanki sümük/Lânet okuttu ceddine!..
Şu “Gazze”yi yakıp-yıkmak/”Siyon-Nazi” üstü çıkmak;
“M. Aksâ”da canlar yakmak/”Tel-Aviv” sarıldı kine!..
“Netanyahlar” apayrı cinn/”Talmûd-Mişnâ” onlara din;
“Filistin”e “gayz”lar var-kin/Bebeck-çocuk, yaşlı-nine!..
“Azınlığı” ezip-boğmak/”İşgâlci”ye sürüp-kovmak;
“Damla kan”ı, kanla ovmak/”Kötü örnek” oldu Çin’e!..
Ağlıyoruz “Filistin”e/”Ekim” geçti, “Kasım” yine;
“Dünyâ Harbi” yanar kime?/”RTE” gördük sanki mine!..
“Cidde” ciddi karar yeri/”İİT”miz arar yeri;
Bu bir “Hilâl-Haç” seferi/”Mekke” yakın, hem “Medine!..”
KAYIKÇ’Ali, “Bu âh-vâh”lar/“Hayırlar” az, çok “günâhlar;
Bu “zulmü, adâlet” paklar/İş düştü şu “Türk’e” yine!..
= = = ( – 2 – ) = = =
Ağlıyoruz “Filistin”e/”Coni” geldi, kan ağladı;
Sanma yalnız “Gazze-Kudüs”/Milyon milyon can ağladı!..
Ağlıyoruz “bebelere”/Naçar “anne-ebeler”e;
“Netanyah”a milyar lânet/Döne “fare ve keler”e!..
Ağlıyoruz “dul baba”ya/”BM”deki “boş çaba”ya;
“NATO” seyre çıkmış sanki/Çakar selâm hep “Papa”ya!..
Ağlıyoruz “Osmanlı”ya/”Adâletli” o “şanlı”ya;
“Hilâfet”i kaldırdılar/Lânet “elleri kanlı”ya!..
“Siyon-Nazi” kafalar var/”Netanyahlar” aynı ayar;
“RTE” ordan ora koşar/”İİT” madde madde sayar!..
KAYIKÇ’Ali “İbret’-âlem”/O “Gazzeli son sülâlem”;
“Filistin”e ölür isek/”Ağıt” yakar kâğıt-kalem!..
(“Malûmlar”a “Taşlama”, mısra-mısra haşlama):
* “Büyüleyici sözler gibi, hikmetli şiirler de vardır…”, “Şâir Hassan’ın sözleri, düşmana ok yarasından daha tesirlidir; bir kelimesi, cephede 100 kâfiri öldürmekten daha sevâbdır.”, “Şiir, bir söz ki, güzeli daha güzel, çirkini daha çirkindir…”, “Allahü teâlâ, bir kuluna yazı ve söz san’atı ihsân ederse, Resûlullahı övsün, düşmânlarını kötülesin!” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi vesellem”)
* “Halk ozanları güzel insanlardır. Bir yol açarlar, biz yollara düşeriz… Biz ‘Hadi’ deriz, ardımızdan koşarlar. Onların diğer adı ‘Hakk Âşığı’dır. Yüce Yaradan dışında âmir tanımazlar.
Her biri ayrı zirvededir ki, dertlere devâ râyihâlar neşreder. Hem dünlerde yaşarlar, hem bugünlerin tam göbeğinde. Onları görmezden gelemezsiniz. Onları yok sayamaz, onlarsız edemezsiniz. Güzel istikametlerin kilometre taşları olmayı çoktan kabullenmişlerdir. Dileyen onların gölgesinde eyleşir, isteyen yükünü onlarda dinlendirir. Ozanlar; eksiklerimizin tamamlayıcısı, hedeflerimizin fener tutucusudur.” (Gürbüz Azak “r. aleyh” –Türkiye Gzt; 28.07.1991)
S
aygıdeğer Okuyucularımız!..
“Türkiye Gazetesi Geniş Açı/Fikir Tartışma Sayfası” yazarlarından “Prof. Dr. Osman Kemal Kayra” Hocamız, 11.11.2023 tarihli nüshada yayınlanan “Tarihin Gölgesindeki Vesika Şiirler” başlıklı makâlesinde; “Osmanlıda başlangıçta resmî târih yazıcılığı yoktu. Bu mühim meslek amatörce de olsa şiirlerle ve bâzı yazılarla başlamış kabul edilir. Özellikle ordu içindeki halk şâirleri tarafından irticâlen (doğaçlama) meydana getirilen destân-şiirlerle târih yazıcılığı (anlatımı) sözlü olarak başlamıştır.” deyince bizim de aklımıza, son haftaların dünyâ çapındaki gündemi olan “İsrail ve ABD’nin Filistin Zulmü” mevzuunda yazmak geliverdi.
“Târihe not düşmek” bakımından “alelacele” kaleme aldığımız bu şiirimiz ile “durgu”ya değil de “vurgu”ya dikkat ettiğimizi, bunun da “içimizden geldiği gibi” olduğunu özellikle belirtmek isteriz.
Diyoruz ve de bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla!..
= = = ( – 1 – ) = = =
Ağlıyoruz “Filistin”e/”Ekim” geçti, “Kasım” yine;
“ABD”yi baştan gördük/”Çomak soktu” iş içine!..
“BM”de “el-kol” bağladı/”AB”miz(!) destek sağladı;
“Dil” sustu, “gönül” ağladı/Sırt döndü inanca-dine!..
“Ateşkes”e, olmaz dendi/Tek “veto”nun zâlim fendi;
Yüzyirmi “Evet”i yendi/”Şehîd” çıktı onbirbine!..
“Dünya 5’ten, 1’den büyük”/Şu “ConiHom” kanlı bir yük;
“Biden” gördük, sanki sümük/Lânet okuttu ceddine!..
Şu “Gazze”yi yakıp-yıkmak/”Siyon-Nazi” üstü çıkmak;
“M. Aksâ”da canlar yakmak/”Tel-Aviv” sarıldı kine!..
“Netanyahlar” apayrı cinn/”Talmûd-Mişnâ” onlara din;
“Filistin”e “gayz”lar var-kin/Bebeck-çocuk, yaşlı-nine!..
“Azınlığı” ezip-boğmak/”İşgâlci”ye sürüp-kovmak;
“Damla kan”ı, kanla ovmak/”Kötü örnek” oldu Çin’e!..
Ağlıyoruz “Filistin”e/”Ekim” geçti, “Kasım” yine;
“Dünyâ Harbi” yanar kime?/”RTE” gördük sanki mine!..
“Cidde” ciddi karar yeri/”İİT”miz arar yeri;
Bu bir “Hilâl-Haç” seferi/”Mekke” yakın, hem “Medine!..”
KAYIKÇ’Ali, “Bu âh-vâh”lar/“Hayırlar” az, çok “günâhlar;
Bu “zulmü, adâlet” paklar/İş düştü şu “Türk’e” yine!..
= = = ( – 2 – ) = = =
Ağlıyoruz “Filistin”e/”Coni” geldi, kan ağladı;
Sanma yalnız “Gazze-Kudüs”/Milyon milyon can ağladı!..
Ağlıyoruz “bebelere”/Naçar “anne-ebeler”e;
“Netanyah”a milyar lânet/Döne “fare ve keler”e!..
Ağlıyoruz “dul baba”ya/”BM”deki “boş çaba”ya;
“NATO” seyre çıkmış sanki/Çakar selâm hep “Papa”ya!..
Ağlıyoruz “Osmanlı”ya/”Adâletli” o “şanlı”ya;
“Hilâfet”i kaldırdılar/Lânet “elleri kanlı”ya!..
“Siyon-Nazi” kafalar var/”Netanyahlar” aynı ayar;
“RTE” ordan ora koşar/”İİT” madde madde sayar!..
KAYIKÇ’Ali “İbret’-âlem”/O “Gazzeli son sülâlem”;
“Filistin”e ölür isek/”Ağıt” yakar kâğıt-kalem!..