RABBİMİZ EMRİ “ÖŞÜR: TOPRAK MAHSÛL ZEKÂTI…”
RABBİMİZ EMRİ “ÖŞÜR: TOPRAK MAHSÛL ZEKÂTI…”
(Bir “iktibas/alıntı”nın düşündürdükleri):
* “Ekinin hakkını biçildiği gün verin!” (Kur’ân-ı Kerîm; En’âm Sûresi, âyet 141’den)
* “Allahü teâlânın ihsân ettiği malın zekâtını vermeyenler, iyi etdiklerini, zengin kalacaklarını sanıyorlar. Hâlbuki kendilerine kötülük yapmış oluyorlar. O malları, Cehennem’de azâb âleti olacak, yılan şeklinde boyunlarına sarılıp, başdan ayağa kadar, onları sokacakdır.” (Kur’ân-ı Kerîm; Âl-i İmrân Sûresi, âyet 108)
* “Malı, parayı biriktirip, zekâtını; Müslüman fakirlerine vermeyenlere çok acı azâbı müjdele! Zekâtı verilmeyen mallar, paralar; Cehennem ateşinde kızdırılıp, sâhiplerinin alınlarına, böğürlerine, sırtlarına mühür basar gibi bastırılacaktır.” (Kur’ân-ı Kerîm; Tövbe Sûresi, âyet 134-135)
* “Semânın suladığı mahsûlde öşür, kova veya dolapla dolunan mahsûlden öşrün yarısı vardır.” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”), “Malıyla, Allahü teâlâya itaat etmeyen/hakkını ödemeyen mal sahibi, Kıyâmet Günü serveti ile beraber (Sırat Köprüsü’nden geçerken) malı ‘Yazık sana, neden Allahü teâlânın bende olan hakkını ödemedin?’ diye onunla alay eder durur. Taki adam; ‘Vay bana, ben ne yaptım’ deyinceye kadar. Sıratı geçip Cennet’e kavuşamaz.” (Hadîs-Selmân-ı Farisî’den; bkz: Eshâb-ı Kirâm/2, sy. 266)
* “Malı zarardan korumanın ilâcı, zekât vermektir.”, “Zekât niyeti ile az bir miktar vermek, dağlar kadar altını sadaka vermekten kat kat daha sevâbtır.” (İmâm-ı Rabbânî Ahmet Fârûkî Serhendî “r. aleyh”)
* “Toprak Mahsûllerinin Zekâtı-Uşr vermek de farzdır. Topraktan alınan mahsûlun zekâtına (Uşr) denir. Borcu olanın da uşr vermesi lâzımdır. İmâm-ı A’zâm buyuruyor ki: (Her sebze ve meyve, az olsun, çok olsun, mahsûl toprakdan alındığı zaman, onda birini veya kıymeti kadar altın veya gümüşü, müslimân fakîrlere vermek farzdır). Hayvan gücü ile veya dolap, motor ile sulan yerdeki mahsûl elde edilince, yirmide biri verilir. İster onda bir, ister yirmide bir olsun, hayvan, tohum, âlet, gübre, ilâç ve işçi masraflarını düşmeden evvel vermek lâzımdır…” (Hüseyin Hilmi Işık-Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; İst. Kasım 2022, 123’ncü baskı, sy. 303)
* “Çift sürmekle olsun, bağdan hâsıl olsun, mahsûlün öşrünü fakir müslümana vermeden önce yemek haramdır. Eğer ölçü ile çıkarıp ölçü ile yedikten sonra, yediğinin de öşrünü hesaplayıp verirse, yediği helâl olur. On kile buğdayı olan, bir kilesini müslüman fakire vermezse, yalnız o bir kilesi değil, on kilenin hepsi haram olur.”, “İslâm âlimleri buyuruyor ki: Beş şeyi yapmıyan, beş şeyden mahrûm olur: Malının zekâtını vermeyen, malının hayrını görmez. Uşrunu vermeyenin, tarlasında, kazancında bereket kalmaz.”, “Zekât: İslâm’ın beş şartından biri. Her müslümanın tam mülkü olan nisâb (zekât ölçüsü) mikdârındaki, malının, belli zamanda, belli mikdârını niyet ederek ayırıp, fakir müslümana vermesi. (Türkiye Gazetesi Dînî Terimler Sözlüğü; C. 2, sy. 116, 160)
* “İmameyn’e göre, uşur vermek için mahsulün bir yıl dayanıklı olması ve miktarının 1250 litreden (yaklaşık bir tondan) çok olması gerekir. Meselâ yarım ton buğdayı çıkan fakir, İmameyn’in kavline göre uşur vermezse günâha girmez. Fakat zenginin yüz kg buğdayı olsa, onda birini vermesi gerekir. Uşur veren fakir, başkasının verdiği uşru alabilir. Fakat zenginin zekât alması haramdır. Evin yanındaki bahçede yetiştirilen meyve ve sebzelerin uşrunu vermek gerekmez. Çünkü bu meyve ve sebze, ev halkının ihtiyacı için ekilmiştir. Hatta bir kısmı satılsa da yine uşrunu vermek gerekmez. Ancak ev bahçesinde sırf ticaret niyetiyle yetiştirilen ürünün uşru verilir. Ev, tarlaya, bahçeye yapılmışsa (Karadeniz bölgesinde olduğu gibi), bunun uşru verilir.” (Dr. C. Ahmet Akışık-Türkiye Gzt; 09.04.2022, sy. 12)
* “CHP ve PKK: İslâmsız Türklük ve İslâmsız Kürtlük Projeleri: PKK Kürtlerin, CHP de (Türkiye’nin ve) Türklerin İslâmî kimliğinin yok edilmesi için mücadele ediyor. CHP’nin vazifesi, Türkiye’nin ve Türklerin İslâmî kimliğini yok etmek, PKK’nın, HDP’nin ve uzuntısı örgütlerinin vazifesi ise, Kürtlerin İslâmi kimliğini, birikimini ve köklerini kurutmak..” (Dr. Yusuf Kaplan-www.yenisafak.com)
* Öşr/Aşar: Osmanlı maliye tarihinde toprak ürünlerinden alınan verginin adıdır. 17 Şubat 1925’te… kaldırıldı.” (Görsel Büyük Genel Kultür Ansiklopedisi; Görsel Yay. C. 2, İst. 1984, sy. 895)
S
aygıdeğer Okuyucularımız!..
Bilindiği üzere, son yıllarda dünyamız âdeta bir seller, yangınlar ve zelzeleler ile boğuşmakta/imtihân edilmekte ve insanlar, maddî tedbirler yanında mânevî olarak da “düşünmeye/tefekküre” dâvet olunmaktadır.
Ülkemizde de milyonları etkileyen depremler ve seller bizi de; yıllık mahsûllerin hasat zamanı olan bu haftalarda ve aylarda “zekât ve öşür” bakımından“mistik yönden” düşüncelere sevk etmiş bulunmaktadır.
Bunun neticesi olarak, yukarıda “serlevha” hâlinde sunduğumuz bazı hususları da gözönüne getirmek suretiyle şöylece bir değerlendirelim istedik. Ortaya bu şiirimiz çıktı.
Diyoruz ve dahi bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = (***) = = =
Rabbimiz emri “öşür”: Toprak mahsûl zekâtı”;
“İslâm’ın beş şartı”ndan, “Kur’ân muhkem ayâtı”;
“En’âm 141’e” bakın, “Resûlallah nasıl der?”;
Müslüman’ın güzeldir, iki dünyâ hayâtı;
“İlmihâl”i çok oku, “bilgi”yi önüne ser!..
“Öşür: Toprak zekâtı”, “ekinin hakkı” dendi;
“Malûm devr icraatı”, “fakirin hakkı” yendi;
“Hadîs”te ne buyruldu; O, bu “dînin bülendi!..”
Müslüman’ın güzeldir, iki dünyâ hayâtı;
Rabbimiz emri “öşür”: Toprak mahsûl zekâtı!..”
“Öşür: Tarlayı korur, sahibine kalkan”dır;
“Ekine bereket”tir; “ilâç gibi”dir, “can”dır;
“Onda bir/yirmide bir”, “çiftçilere îmkân”dır!..
Müslüman’ın güzeldir, iki dünyâ hayâtı;
Rabbimiz emri “öşür”: Toprak mahsûl zekâtı!..”
“Öşür: Unutulursa”, “deprem’i, sel”i bekle;
“Mahsûl sigortası”dır, “kârlı”dır az “emek”le;
“Fakirin hakkı” asıl, ödenir bak “vermek”le!..
Müslüman’ın güzeldir, iki dünyâ hayâtı;
Rabbimiz emri “öşür”: Toprak mahsûl zekâtı!..”
Bu “depremler”, bu “seller”; bu “fırtına”, bu “yeller”;
“Hebâ” olup gidiyor, nice-nice “güzeller”;
“Peruk”lar bir-bir uçar, aynalaşır o “keller!..”
Müslüman’ın güzeldir, iki dünyâ hayâtı;
Rabbimiz emri “öşür”: Toprak mahsûl zekâtı!..”
“Öşür: Toprak zekâtı”, “ekinin hakkı” asıl;
“Harman günü” ödenir, yıldan-yıla muttasıl;
“Kazandıkça” vermeli, olmasın asla fasıl!..
Müslüman’ın güzeldir, iki dünyâ hayâtı;
Rabbimiz emri “öşür”: Toprak mahsûl zekâtı!..”
KAYIKÇ’Ali diyor ki; “Mahsûl bolsa, öşür bol…
…Öşür’ü verilmezse; yağmur alır, yahut dol’…
…Sonunda istikamet, nâr-ı Cahîm olur yol!..”
Müslüman’ın güzeldir, iki dünyâ hayâtı;
Rabbimiz emri “öşür”: Toprak mahsûl zekâtı!..”