NE “LODOS”TUR, NE “KARAYEL”, NE “POYRAZ!..”
NE “LODOS”TUR, NE “KARAYEL”, NE “POYRAZ!..”
(“Malûmlar”a “Taşlama”, mısra-mısra haşlama):
S
aygıdeğer Okuyucularımız!..
Bilindiği üzere; “28 Mayıs 2023 Seçimleri” öncesinde, iç ve dış mihrakların dolduruşuna gelerek yüzde 60, 70 ile hatta “Pusulası Şaşmış Parti Lideri” olarak nitelendirilen ve de bir zamanların “Bilge Başkanı” diye de adlandırılan, ancak Meclis’e girmeyi bile başaramayan “T. Karamollaoğlu” tarafından “yüzde 99,99 Kılıçdaroğlu kazanacak” denmesine rağmen, sonrasında pekçok kişi gibi O da hayâl kırıklığına uğramıştır. Bu hayâl kırıklığına uğrayanlardan bir kısmı da maalesef gazeteci ve yazarlar olmuştur.
“Posta Gazetesi Köşe Yazarı Sn. Hüseyin Gülerce”, 8 Haziran 2023 günlü makâlesinde bu mevzuyu ele almakta; “Fatih Portakal, Uğur Dündar, İsmail Saymaz ve Fatih Altaylı, seçim yenilgisinden dolayı Kılıçdaroğlu’nu en ağır şekilde eleştiren yazarlar” demekte ve sonrasında da aynen şöyle devam etmektedir:
“Kılıçdaroğlu’na, ‘Sen sorumlusun, sen mağlup oldun, hâlâ hangi yüzle konuşuyorsun?’ diye bindiriyorlar.
Erdoğan kin ve nefreti ile Kılıçdaroğlu’nu parlatan, kitlelere umut diye pazarlayan sanki kendileri değilmiş gibi, şahıslarını hiç sorumlu görmüyorlar.
Hangi yüzle hâlâ yazıyor ve konuşuyorlar, demiyoruz. Çünkü bir zihniyetin elemanları olarak yıllardır kızarmayan bir yüzle ortalıkta medya kabadayısı gibi dolaşıyorlar. Hep haklılar, hep zeytinyağı gibi suyun üstündeler.
En belirgin karakterleri, yabancı dünyalar adına tetikçilik, etki ajanlığı yapıyor olmaları.
Dün Kılıçdaroğlu için methiyeler düzen isimlerden örnek olarak dördünü aldım.
Bakın şimdi ne diyorlar, ne yazıyarlar:
Fatih Portakal: ‘Basiretsiz, korkak bir lider var. Benim gözümde Kemal Kılıçdaroğlu artık böyledir. İyi oluyor aslında, böyle tanımamız da iyi oluyor insanları. Yazık ya, böyle mi yönetecektiniz insanları. Saf mıyım ben? Ya safım ya aptalım’ (Sayın Portakal, ikisi birden de olabilirsiniz…)
Uğur Dündar: ‘Kendisine büyük destek vermiş bir gazeteci olarak seçim sonrası yaşadığım hayal kırıklığım daha da arttı. ‘Ben başarılı olamadım, istifa ediyor ve partimdeki değişimin önünü açıyorum’ demesi gerekirken MYK’yı yineleyerek, ‘Toplum değişim istiyordu, biz de öyle yaptık’ demeyi, yani ‘vitrin değişikliğini’ yeğledi, sığ bir popülizm sergiledi.’
İsmail Saymaz: ‘Bay Kemal özeleştiriyi bile düşünmüyor. Öztrak, Taş Devri’nden beri, Kuşoğlu Cilalı Taş Devri’nden itibaren CHP’de yönetici. Değiştirecekseniz onları değiştirin.’
Fatih Altaylı: (Kemal Kılıçdaroğlu’nu ‘Merzifon eşeği’ne benzetti.)
‘Oraya ismini anmak istemediğim ama çalışkanlığı ve Merzifonlusu ünlü bir canlıyı bağlasa idiniz, o da zaten ikinci turda en az yüzde 48 alırdı.
Kimse Kemal Bey’in heyecan veren, kitleleri etkileyen bir lider olduğunu söyleyemez. Kemal Bey’in bir köpeği olsa idi muhtemelen sahibi eve geldiğinde o bile heyecanlanmazdı. Hadi artık şunu soralım CHP yönetimine: Ülkede demokrasi yok diyorsun da, partinde demokrası var mı?’
Bu satırları aktarırken medyada mesleğini onurla, saygınlıkla yapan insanlar üzülmesinler. Yukarıdaki ve benzeri isimler yakın bir zamanda kendiliğinden sahneden inecekler.
Hemen olmayacak. Çünkü bunlar, Kılıçdaroğlu’nu kendileri adına tokatlamıyorlar. Şu anda çoğu Ekrem İmamoğlu adına sahaya inmiş durumdalar. (…)
Kılıçdaroğlu, sanki insanları, yukarıdaki isimler gibi niceleriyle, sanatçı ve şöhretlerle kandırmamış gibi, umut ticareti yapmamış gibi, sanki hiçbir şey olmamış gibi kurultay takvimi falan açıklıyor.
6’lı masa tuzla buz olduğu gibi Kılıçdaroğlu da karanlık bir akıbete doğru yelken açtı.”
S
aygıdeğer Okuyucularımız!..
Biz de aynısı olmasa da benzer fikirleri taşıyor ve de bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = ( *** ) = = =
Ne “Lodos”tur, ne “Karayel”, ne “Poyraz”;
“Yağdanlıklar”, “Erdoğan”la savruldu!..
“Portakal”ı, “Altaylı”sı, “Dündar”ı;
Önce “şaştı”, sonrasında “inkırâz”;
Son “seçim”de, tâ “ciğerden” vuruldu!..
Niceleri, sanırsınız bir “Saymaz”;
“Hak” söylersin, “doğru” dersin, hiç duymaz;
“Aymaz” gelmiş, aymaz gider, hep aymaz!..
Son “seçim”de, tâ “ciğerden” vuruldu;
“Pelivan”lar, yenilgiye hiç doymaz!..
“Yağdanlıklar”, “yandaş” iken “yanlamış”;
Batasıca “Batı” görmüş, anlamış;
“HDP”si, “PKK”yla “kanlamış!..”
Son “seçim”de, tâ “ciğerden” vuruldu;
“Soros’giller”, nicesini “fonlamış!..”
“Star” yazdı, “Gülerce”den duyurdu;
“Kandil” şaştı, “tembelsiniz” buyurdu(!);
“6’lınız” çalışmadı, uyurdu!..
Son “seçim”de, tâ “ciğerden” vuruldu
“Kılıçdar…” bu, “MYK”yı niç’ kurdu?!..
“Yağdanlıklar” şimdi zehir-zemberek;
“Umut” bitti, artık yeni “baş” gerek;
“Gemi” battı, gövde gitti, son direk!..
Son “seçim”de, tâ “ciğerden” vuruldu;
Dünkü “dostlar”, şimdi oldu “engerek!..”
KAYIKÇ’Ali, “ibret” ile “nazar” et;
“Hiciv” söyle, “taşlama”yla “azar” et;
“Cumhur” ile “Türk Yüzyılı”n pazar et!..
“RTE” koştu, “Bahçeli” çok yoruldu;
“Yağdanlıklar”, “Erdoğan”la savruldu!..
= = = = X X X X = = = X X X X = = = X X X X = = =
“..23’TE, “23’LÜK BAŞKAN”SIN!..
(“Dr. Hafize Gaye Erkan”a bir “Güzelleme”):
S
aygıdeğer Okuyucularımız!..
Bilindiği üzere; “14 ve 28 Mayıs Seçimleri” sonrasında, idarî kademelerde yapılan değişiklik ve atamalardan biri de “TCMB/Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası”nda yapılmış ve yeni “patron” olarak da “Dr. Hafize Gaye Erkan” Bacımız, Sn. “Cumhurbaşkanımız” tarafından bu göreve getirilmiştir.
Gerek, bizdeki görülü ve gerekse de yazılı basın-yayın kuruluşlarımızın yanında yabancı iletişim organlarının da sitayişle bahsettiği bir isim olarak adı geçen bankaya atanan ilk kadın başkan olan bu vatandaşımız; 1982 yılında İstanbul’da dünyaya geldi.
İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olmasının ardından Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü 2001’de tamamladı. Ardından eğitimine ABD’de devam etti. 2005’te Princeton Üniversitesi’nde “Finans Mühendisi Doktoru” oldu. Sonrasında ise Harvard’ta “Liderlik” üzerine iki program daha eğitim aldı. Kariyerine 2005’te Goldman Sachs’ta başlayan “Dr. Hafize Gaye Erkan”, burada 9 yıl boyunca ABD’deki büyük bankalar ile sigorta şirketlerinin yönetim kurulları ve idari kadrolarına “bilançö yönetimi, stres testi ve sermaye plânlaması ile risk yönetimi, birleşme ve satın alma” konularında “danışmanlık” yaptı.
“First Republic Bank”ta 2004 yılında çalışmaya başladı. Burada yaklaşık 8 yıl süreyle “İcra Kurulu Başkanı (Co-CEO), Başkan, Yönetim Kurulu Üyesi; Yatırım, Mevduat ve Risk Eş Direktörü/Müdürü” olarak görev icra etti.
Merkezi ABD’de bulunan mücevher şirketi “Tiffany & Co”da 2 yıl “Yönetim Kurulu Üyesi” olarak hizmet verdi.
2022’de, “Fortune 500”de yer alan ve dünya çapında “Finans Danışmanlık” alanında bir şöhret olan “Marsh McLenman”ın yönetim kuruluna katıldı.
“San Francisco Businnes Times”in 2018’deki bir araştırmasına göre, Amerika’nın en büyük 100 bankasında başkan veya CEO unvanına sahip 40 yaşın altındaki tek kadın olan Dr. Hafize Gaye Erkan, aynı yıl iki ayrı yayıncı kuruluş tarafından da “40 Yaş Altı 40 Listesi” ile taltif edildi/ödüllendirildi. Bir yıl sonra ise başka kuruluşlarca bu defa “Bankacılık ve Finans Sektöründe Önemli Kadınlar Listesi” ile “İzlenmesi Gereken Kadınlar Listesi”ne girmeyi başardı.
“Bankacılık, yatırım, risk yönetimi, teknoloji ve dijital inovasyon” konularında uzman olan Erkan, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanlığı”na atanmasıyla da dünyada kadınlar tarafından yönetilen merkez bankası sayısı böylece 23’e yükselmiş oldu. (Fazla bilgi için bkz: Yeni Akit Gzt; 10.06.2023, sy. 4)
S
aygıdeğer Okuyucularımız!..
Malûmları olduğu gibi; ülkemizi şu veya bu sebeple etkileyen, haftanın, ayın… önemli hadiselerini takip eden bir gazeteci yazar olarak mevzuyu bir de “Halk Şâiri” yönüyle mısralaştırdığımız için bu örnek gelişmeyi de şöylece bir “güzelleme” ile yarınlara bırakalım istedik. Ortaya, aşağıda okuyacağınız “şiir” çıktı.
Diyoruz ve de bu şiirimizle de Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = (***) = = =
Şu “Hafize Erkan” Bacı bir başka;
“..23’te, “41/kırkbir” yaşta, “MeB”tesin!..
“23/Yirmiüç’lük Başkan”sın Sen maşallah;
“TC” gayri, “Merkez” gelsin son aşka;
“Para”sın Sen, “Borsa”sın Sen, hep’tesin!..
“Mühendis”tir, “Bankacı”dır… Maşallah!
“Azimli”dir, “duâlar”da der Allah!..
“RTE: Seçti”, başarırsın inşâllah!..
“Para”sın Sen, “Borsa”sın Sen, hep’tesin;
“Medya”dasın, “basın”dasın, “cep”tesin!..
“Hafize”sin, hem “Gaye”sin… Nazarlık;
“Koruyan”sın, “saklayan”sın… Pazarlık;
Şu “döviz”e, “kur darbesi”… Mezarlık!..
“Para”sın Sen, “Borsa”sın Sen, hep’tesin;
“Medya”dasın, “basın”dasın, “cep”tesin!..
“Doktor” oldun, bu “dertlere çâre bul”;
“Zafer: Hakk”tan, istemeli daim kul;
“Türk Parası: Kâime”ydi, şimdi pul!..
“Para”sın Sen, “Borsa”sın Sen, hep’tesin;
“Medya”dasın, “basın”dasın, “cep”tesin!..
“Boğaziçi… Harvard”lara yol buldun;
“Stanford”dan “Goldman”lara yoruldun;
“Gel!” denince, “MeB”imize vuruldun!..
“Para”sın Sen, “Borsa”sın Sen, hep’tesin;
“Medya”dasın, “basın”dasın, “cep”tesin!..
“First Republis”, “8 yıl”lık mekân’ın;
“Co-CEO”sun, “Başkan… Müdür” hep şân’ın;
“Tiffany Co”da, “mücevher”dir her ân’ın!..
“Para”sın Sen, “Borsa”sın Sen, hep’tesin;
“Medya”dasın, “basın”dasın, “cep”tesin!..
KAYIKÇ’Ali, “güzelleme” güzele;
“MB” elle, “Borsa-Döviz” düzele;
Bu “fırsat”tır, “Biden’giller” üzüle!..
“Para”sın Sen, “Borsa”sın Sen, hep’tesin;
“Medya”dasın, “basın”dasın, “cep”tesin!..