Bilindiği üzere yakın dönemde ülkemiz; önce Rize-Artvin, ardından da bir Kastamonu-Sinop “sel/su baskınları”nı yaşadı.
Bu durum bizi; tabiatta pek fazla olup yerküresinin dörtte üçünü örten ve diğer çeyreğinde de çay, ırmak, dere, göl, pınar, kuyu vb. hâlinde ve toprak altında bulunan; eskilerin “basit cisim” dediği, sonradan “2 H” ve “1 O” formülüyle tespit edilen, “su/mâ/âb” gibi isimlerle adlandırılan “varlık” hususunda düşünüp-yazmaya yöneltti.
Diyoruz ve dahi bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = (***) = = =
Sen-ben bir “su” damlası, “okyanuslar” atası;
“Âdem-Havva Nesli”yiz, “Âdem”(*) “İns’in Babası”;
“Hilkat”ın aslı “su”dur, “H2O” da “as”ı!..
“Su”dan “ibret” almalı, “gözden akıtmalı yaş”;
“Ayak” hangi yoldadır, nere yaklaşmalı “baş?..”
“Su damlası” tepeden, inerse işe yarar;
“Damlacıklar” birikir, “çay-ırmak” deyip uzar;
Onca “bitki yeşerir”, şenlenir “çarşı-pazar!..”
“Su”dan “ibret” almalı, “gözden akıtmalı yaş”;
“Hayra kanal” olmalı; ne “set” ol, yahut bir “taş!..”
“Yola taş” çıkar ise, “dolanıp” da aşmalı;
“Aşmaya geçit” yoksa “dolup-dolup” taşmalı;
Menzil: Deniz-okyanus, mutlaka ulaşmalı!..
“Su”dan “ibret” almalı, “gözden akıtmalı yaş”;
Bu “yolculuk” iyi de, seçmeli bir “arkadaş!..”
“İyi arkadaş” ile “güç ve kuvvet” sağlanır;
“Hayr işler” çoğalır, “sevâb” denk-denk bağlanır;
“Şerli insan-kem söz”den, “temiz kalbler” dağlanır!..
“Su”dan “ibret” almalı, “gözden akıtmalı yaş”;
“Âb-ı hayât” diyorlar, o “şu” ile bir “adaş!..”
İster “su” de, ister “mâ”; burda “âb-ı hayât” yok;
“Bin yıl” yaşasan bile, her güne “dert-keder” çok;
Kimi “yok”tan ölmekte, “obezler” var karnı tok!..
“Su”dan “ibret” almalı, “gözden akıtmalı yaş”;
“Günâhlar” gizlenirken, “sevâblar” olmakta “fâş!..”
“Gözden akarsa yaşlar”, “günâh kiri”ni haşlar;
“Kalb hijyenleştiği” ân, “îmânın nûru” başlar;
“Hayr-sevâb”lar birikir, makam-makam flâşlar!..
“Su”dan “ibret” almalı, “gözden akıtmalı yaş”;
KAYIKÇ’Ali diyor ki, “Rüyet iste vatandaş!..”