NE “GÜZEL SAHÂBÎLER”, HEP “ÖRNEK KULLAR” İMİŞ!..
NE “GÜZEL SAHÂBÎLER”, HEP “ÖRNEK KULLAR” İMİŞ!..
(İki “iktibas/alıntı”nın düşündürdükleri):
* “Sahâbe-i Kirâm efendilerimiz, doğuştan isti’datlı oldukları için Efendimiz’in sohbetlerinde kemâle erip hem âlim hem de ârif (Allahü teâlânın rızâsını kazanan, ondan başkasının sevgisini kalbinden çıkaran ve onu gönülle bilen kimse, velî, ermiş veyâ ârif-i billâh olan kimse) oldular. Bu şekilde her biri zâtî müctehid olmakla şereflendiler.” (Prof. Dr. Osman Kemal Kayra-Türkiye Gzt; 24.06.2023, sy. 7)
S
aygıdeğer Okuyucularımız!..
Bilindiği üzere, “Sahâbî” demek; “Peygamberimiz Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)i sağlığında ve peygamber iken bir ân gören, eğer âmâ (gözü görmüyor) ise bir ân konuşan büyük ve küçük yaştaki Müslümanlardan her birine verilen isim”dir. Onları sevmek, onlara bağlı olmak, insanlar içinden seçilmiş, beğenilmiş, süzülüp ayrılmış olan bu çok kıymetli tabakanın hayât tarzlarına imrenip onlar gibi olmaya özenmek, Allahü teâlânın en büyük nîmetidir.
Hadîs-i şerîfte “El mer’ü mea men ehabbe.” (Kişi; dünyâda kimi severse, âhirette de onunla berâber olacaktır.) buyrulduğundan onları sevenler, Cennet’de onların yakınlarında onlar ile berâberdirler. (Bkz: Türkiye Gazetesi Dînî Terimler Sözlüğü; C. 2, sy. 155)
Resûlallah’ın dostları, arkadaşları olan Eshâb-ı Kirâm (aleyhimürridvân) efendilerimizin hayâtlarını, menkıbelerini anlatıp dinlemek; peygamberlerden sonra insanların en üstünleri olan bu seçilmişleri sevmeye vesile olur. Onları sevenler de, hadîs-i şerîfte müjdelenenler cemâatine girer.
Onların her birini sevmek; doğrudan, îmânla ilgilidir. Onları sevmemek, onlardan şüphe etmek ise dinde şüphe etmek olur. Çünkü İslâmiyeti bize onlar nakletti. Kendilerine şüphe duyulursa naklettiklelri dinde de şüphe meydana gelir. Dinde, inançta ise şüphenin yeri yoktur. Şüpheli îmân, îmân olmaktan çıkar. Bunun için de her Müslümanın Eshâb-ı Kirâm sevgisini kalbine yerleştirmesi, bu sevgiyi çocuklarına nakletmesi gerekir. Bu sevgi de; onların hayâtlarını, çektikleri sıkıntıları, dînî yaymada gösterdikleri fedakârlıkları okumak ve öğretmekle olur. (Bkz: Eshâb-ı Kirâm/1; Türkiye Gzt. Yay. İst. 2023, sy. 3-4’ten)
“Türkiye Gazetesi”nin yıllardan beridir sürdürdüğü “hediye kitap” kampanyası kapsamında, bu yıl ücretsiz olarak “aboneleri”ne verdiği değerli eserlerden biri de “Eshâb-ı Kirâm/1” ve “Eshâb-ı Kirâm/2” olmuştur.
“Türkiye Gazetesi Yayınları Ansiklopedi Grubu” tarafından hazırlanan bu, İstanbul 2023 yılı baskılı bu 400+400 sayfalık eserleri, karne/yaz tatili sebebiyle genç kardeşlerimiz için biz de özellikle tavsiye eyliyor ve “İkrâ’/Oku! Seni yaratan Rabbinin adıyla; Oku!..” (Alak Sûresi, âyet 1)
Diyoruz ve dahi bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = (***) = = =
“Eshâb-ı Kerâm/1”de, “51/ellibir” “Seçilmiş” var;
“2’de 69/atmışdokuz”, ne “Güzel Sahâbîler”;
Hep “Örnek Kullar” imiş, “124 bin”e uzar!..
“Eshâb” olan “Bedir”de, “Suffa”daki “Abîler”;
Her birine “Cennet”tir, “kabir” denen o “mezar!..”
“Resûllerin Resûlü”, “Nebîlerin Nebîsi”;
“Zamanının Önderi”, “Şefâatçı” hepisi;
“Muhammed Resûlallah”(*), yoktur O’nun gibisi!..
“Eshâb” olan “Uhud”da, “Rıdvân”daki “Abîler”;
“Semûre”nin altında, “gözyaşları” debisi!..
Ne “güzel Sahâbîler”, hep “Örnek Kullar” imiş;
“A’dan Z’ye” “120/yüzyirmi”, ismi “Türkiye” vermiş;
Onca “kaynak kitap”tan, nice “bilgiler” dermiş!..
“Eshâb” olan “Bedir”de, “Suffa”daki “Abîler”;
Ol “Devr-i Seâdet”ten, “inci sözler” göndermiş!..
KAYIKÇ’Ali diyor ki, “Okudukça kârda”sın;
“Eshâb-ı Kirâm” ile “her sayfada yârda”sın;
Kâh “sevinç”, kâh “hüzün”lü; bir zaman “efkârda”sın!..
“Eshâb” olan “Uhud”da, “Rıdvân”daki “Abîler”;
“1-2’DE 120/yüzyirmi”, ne “güzel Sahâbîler!..”
———————————————
(*): Muhammed Resûlallah “sallallahü aleyhi ve sellem”
= = = X X X = = = X X X = = =
“3/ÜÇ PARÇALI KIZLAR” VAR; “GÖBEK” AÇIK, “DÖŞ” AÇIK!..
(“Malûmlar”a “Taşlama”, mısra-mısra haşlama):
* “Haberiniz olsun ki Allah size… emrediyor ve her türlü hayâsızlıktan, fenalıktan ve azgınlıktan nehyediyor; size nasihat ediyor ki dinleyip, anlayıp tutasınız!.” (Kur’ân-ı Kerîm; Nahl Sûresi, âyet 90’dan), “Kendinizi ve evlerinizde ve emirlerinizde olanları ateşten koruyunuz!” (Tahrîm Sûresi, âyet 6’dan).
* “Ana-babasına âsî olan… Cennet’e giremez.”, “Örtülü olan çıplaklara ve erkek gibi giyinen kadınlara ve kadın gibi giyinen, süslenen erkeklere lânet edildi.”, “Hayâ cilbâbını (örtüsünü) çıkaranın (aleyhinde) söz etmek, gıybet olmaz.”, “Hayâ, îmândandır. Îmânı olan cennettedir.”, “Hayâ ile îmân, berâberdir. Biri gidince, diğeri onu tâkip eder.” (Hz. Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”)
* “Âdem “aleyhisselâm” cenâb-ı Hakka, (Yâ Rabbî! Ehl-i nârın ameli nedir?) diye suâl eyledi. Cenâb-ı Hakk dahi (Bana şirk etmek ve gönderdiğim Resûl-i kirâmı tekzîb etmek ve kütüb-i ilâhiyyemde olan emr-ü nehyimi tutmayıp âsî olmaktır) buyurdu.”, “… Diğer bir fırka ise, avret yerleri gâyet büyümüş, cerâhat ve irin akar. Onların fenâ kokusundan etrâfta bulunanlar gâyet rahatsız olur. Bunlar, zinâ yapanlar ve başları, saçları, kolları, bacakları açık sokağa çıkan kadınlardır.”, “Kızların, kadınların açık gezmeleri harâmdır. İnce, dar, süslü, renkli şeylerle örtünerek gezmeleri de harâmdır. Böyle gezenler, Allahü teâlâya âsi oldukları, günâha girdikleri gibi, bunların başında bulunan baba, zevc, birâder ve amcadan hangisi, böyle gezmeğe rızâ verir ise, bu da, isyân ve günâhda ortak olur.” (Îmâm-ı Gazâlî “r. aleyh”-Kıyâmet ve Âhiret, Kimyâ-i Se’âdet)
* “İnsanlardan hayâ etmeyen, Allah’tan utanmaz.” (Zeyd Bin Sabit “r. anh”- Eshâb-ı Kirâm/2; Türkiye Gzt. Yay. İst. 2023, sy. 388)
* “Kim; fısktan, günâhtan râzı olur beğenirse, onu yapanlardan olur. Kim de Allah’a isyân edenleri beğenirse, râzı olursa, Allahü teâlâ onun ibâdetlerini kabul etmez.” (İbrahim Halvetî Hazretleri “r. aleyh”)
* “Türkiye’de ‘Kıyafet tercihimde modayı takip etmeye özen gösteririm’ diyenlerin oranı % 31. Bu oran 14-17 yaş grubundaki gençlerde % 51’e çıkıyor. (Kaynak: İpsos KMG)” (Türkiye Gazetesi– 22.12.2013, s.1)
* “Şeytanî tesettürlü, allı pullu, zilli zurnalı, davullu klarnetli, gökkuşağı renkli…” ( M. Şevket Eygi “r. aleyh”-Millî Gazete; 05.10.2018, s. 3’den)
* “…kozmopolit bir Türkiye, iffetsiz ve hayâsız bir Türkiye, ar damarları çatlamış bir Türkiye, yüz kızarıklığını kaybetmiş bir Türkiye, nikâhsız bir Türkiye, ailesiz bir Türkiye, sarhoş bir Türkiye yok olmuş bir Türkiye’dir. (…) Demek ki Türkiye için biricik beka meselesi; iffetsizliktir, hayâsızlıktır!..” (Mehmet Göktaş-Doğru Haber, 08.10.2022)
* “Önceleri yurdumun ak tenli kızlarının/Türküler gibi içten sıcak hâlleri vardı/Kızlar ki ince, uzun mahzun kuğulardı/Kuğularım nerdesiniz?..” (Yavuz Bülent Bâkiler)
* “Şeytân, önce insana Allah’ı unutturur/Sonra çağdaş çöplükte ne bulursa yutturur.” (N. Fâzıl Kısakürek “r. aleyh”)
S
aygıdeğer Okuyucularımız!..
Bilindiği üzere, “cep telefonları” ve “internet/genelağ”ın yaygınlaşması ile “yazılı medya” dediğimiz “günlük gazeteler” giderek tiraj kaybetmiş/baskı sayısını azaltmış, toplum üzerindeki eski etkisini/siyasî gücünü yitirmiş durumdadır.
Yine malûmları olduğu gibi, bu yeni gelişmeler karşısında “mahremiyet sınırları” da günden güne aşınmış ve “ar-hayâ” hislerinin zedelenmesi ile “utanma”nın nitelik ve niceliği âdeta bir “cevher” hâlini almıştır.
Diyoruz ve son yıllarda cadde ve sokaklarda karşılaşılan, çarşı-pazarlarda sıkça rastlanan şu mahût “3/üç parçalı kızlar/kadınlar” hakkında kaleme aldığımız aşağıdaki “hicviye” mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…
= = = (***) = = =
“AB” alsın-almasın, “moda”yla “sınıf geçtik”;
“Brüksel” uzak dursun, biz “Roma-Paris” seçtik;
Yaş “30/otuz-40/kırk” olsa da, biz “gençlerden gençleştik!..”
“3/Üç parçalı kızlar” var; “göbek” açık, “döş” açık;
“Kafalar” sağlam sorsan, “ar-hayâ”dan bi kaçık!..
“AB” alsın-almasın, “LGBT” aynen var;
“Eşcinsel yaratıklar”, “şahit” cadde-sokaklar;
“Arka çıkan partiler”, sözde “lider cüdâmlar!..”
“3/Üç parçalı kızlar” var; “göbek” açık, “döş” açık;
