KAYBOLAN AT

Bugün, yine siyaset diyeceğiz. Geçen sayıdaki yazımda, başlığını ‘kirli siyaset” olarak atmıştım. Şimdiki başlığım ne olacak, buna yazımın sonunda karar vereceğim.
Ne demiştik aday bolluğu’dan geçilmiyor demiştik, ara gazını alanlar, aday adayı olmuşlar. Ayakların baş, başların da ayak olduğundan dem vurmuştuk. Partisinden aday olamayan belediye başkanları ve meclis üyelerinin gömlek değiştirir gibi parti değiştirdiğini izlemiştik.
Seçimlere bir hafta kala, Bizim Samsun TV ekibi olarak, ilçeleri ziyaretlerde bulunduk. Halk ile röportajlar yaptık. Halkın nabzını tutmaya çalıştık. Bizler yaptığımız analizlerde, Samsun’da, Ak Parti’nin yedi veya sekiz ilçeyi kaybedeceğini, geçen son yazımda seçimlerden önce yazmıştım. Nitekim de tespitimizde yanılmadığımızı gördük. Benim için Tekkeköy supriz olmuştur. Hasan TOGAR başkanın kazanabileceğini analiz etmiştim. Ama siyaset bu son dakilada bile insanlar bazı şeyler uğruna desteklediği adayı satabiliyor. Mesela, kavak ilçesini bekliyordum, bana sürpriz olmadı desem yalan olmaz.
Hatta, Ak Parti’nin kaybettiği bir ilçede şöyle bir yaşanmış anımızdan bahsetmek istiyorum. Yine ekiple, bir ilçenin pazarında pazarcı esnafı ve pazara alış verişe gelen vatandaşlarla röportajlar yapıyoruz. Bu röportajların sonucunda, mevcut başkanın hakkında çok olumsuz tepkiler gördük. Detaya girmiyorum, aldığım izlenim mevcut başkanın kaybedeceği yönünde, tespitim böyle gelişmişti.
Sonra, sonucu anlatmak verileri başkan ile paylaşmak için makamına geçtik. Başkana durumun vahim olduğunu, tepkilerden, sıkıntının büyük olduğun’dan bahsettim. Başkana bunları anlatırken, beni can kulağı ile dinledi. Yanımızda başkanın çalışma ekibide var! Onlarda pür dikkat ağzımdan çıkan açıklamaları dinliyorlar. Ama hiç çıt yok! Sadece dinliyorlar. Başkan benim bu sonuçları açıklamam dan sonra, çok şaşırdığım bir hareket yaparak, masanın üstündeki kağıtlıktan bir yaprak, kalemlikten bir kalem alarak, bıyık altından’da gülerek, şu mahalleden beşyüz oy, bu mahaleden yedi yüz oy, karşı mahaleden şu kadar oy alıyoruz. Açık ara kazanıyoruz demesi, benim gözlerimin fal taşı gibi açılmasına sebep oldu! Bende, kibarca başkana, seçimlerin masa başında kağıt üzerinde, toplama çıkartma yapılarak kazanılmadığından bahsettim. Aslında başkanda biliyordu, masa başında kazanılmadığını! Benim durumun vahimiyetini soyleyince galiba, başkan, tepki olarak böyle bir açıklama yapmıştı kimbilir! Kazanmak için çok çalışmalısınız, bir dakika boş vakti bile harcanmaması gerektiği söyleyince başkan, bana şöyle bir cümle kurdu. “Sen buraya ilk defa geliyorsun galiba” demesi bende şok etkisi yaratmıştı. Bende başkan’a benim akrabalarımın burada fabrikası var. Akrabamın amcası yıllar evvel burada, belediye başkanlığı yaptı, burası benim en çok geldigim ilçe,, burada eşimiz dostumuz çok olmustur diye izah ettim.
Sonuç olarak bizler yaptığımız analizlerde başkanın kazanmasının zor olacağını, kaybedebileceğini anlatmaya çalıştık. Nitekim başkan da, kaybeden başkanlar arasında yerini almış oldu.
Diğer kaybeden bir ilçe başkanının iftar yemeğindeyiz. Başkanın hakkını yemeyelim, masraftan kaçılmamış bizler gazetecilere doyumluk bir iftar yemeği verdi. Kendisine buradan çok teşekkür ediyorum.
Yemek bitiminde, çay sohbet ile soru cevap kısmına geçiimişti. Bir meslektaşımızın başkana, şansınızı nasıl görünüyor sunuz? Sorusunu yönelttiğin de başkan, aynı diğer ilçe bediye başkanlığının verdiği cevabın aynısını verdi. Mahalle isimlerinden bahsederek, gelecek oyların rakamını afaki olarak verdi. Sonuç olarak açık ara kazanıyoruz dedi. Ama o başkan da kaybetti. Ne oldu! Demekki kağıt üzerinde, lafla başkanlıklar kazanılmıyormuş.
Bu seçimlerde başkanların yanındayız, seninleyiz,arkandayız diyerek gazlayanlar, son dakikada saf değiştirmişlerdir. Başkan adayları seçimlere giderken, önce etrafındaki insanların sadakatinden emin olmalıydılar. Sadakat pazarda satılmıyor, bu içten gelen yapı ve yetiştirilme meselesi bence!
Ben, başkan adayının karısının başka adaya, babanın oğula, kardeşin kardeşe, akrabanın akrabaya oy vermediğini kanlı bıçaklı olduğu seçimler çok gördüm, sizlerde görmüşünüzdür! Hele hele muhtarlık seçimlerin de!
Bu seçimlerde, on uç milyon altı yüzbin seçmen sandığa oy vermeye gitmemiştir. Gitmemekte de haklıdır. Özelikle emekli kesimi hem oy atmaya gitmemiş ve gidende küsmüş, başka partilere oy atmıştır. Sanırım hükümet, bundan bir ders çıkarmıştır.
Son olarak Atakum Belediye başkan adayı Özlem Maraş hanımdan bahsetmesem olmaz! Özlem hanım daha aday yapıldığında kaybetmişti. Onu atakuma aday gösteren kimse veya kimseler, partisine ihanet etmiştir. Kazanma şansı olan adayı değil, kendilerine kukla başkan olmasını istedikleri aday, tercihini yapmışlardır. Parti menfaatleri şahsi menfaatlerinin önüne geçmiştir. Birinci sıraya eski kurupelit belediye başkanı Turan ÇAKIR meclis üyeliği sıralamasında ilk sıraya Atakum dan konulmuş, fakat özlem hanımın şahsi kaprisleri yüzünden, sıralamadan çıkartılmasını sağlamıştır. Bir başka partili, seçilecek sıraya konulmuştur. Bu hangi kafa ile yapılmıştır. Bu izah edilemez bir durumdur.
Seçimlerden sonrada ağlamak, sızlamak kimseye fayda getirmeyecektir. Atı alan üsküdarı değil, atın dizginleri boşalmış “AT KAYBOLMUŞTUR” !!!
Sonuç olarak dostlar önümüzde uzun bir süre seçim olmayacak. Kazanan başkan ve meclis üyelerine başarılar diliyorum. Bulunduğu mevcut il ve ilçelere hayırlı hizmetler yapmalarını temenni ediyorum.

Baki Selamlar…
Miraç MORÇÕL
25.04.2024