SOKAK İZLENİMLERİM
Yazıma iki teşekkürle başlamak istiyorum. 21 Temmuz 2025 Pazartesi günü, İlk kadım Belediye Başkanımız Sayın İhsan Kurnaz’ın katılımıyla açılışı gerçekleşen, SASAD (Samsunlu Sanatçılar Derneği) tarafından Gazi Park’ta her yıl düzenlenen ve el emeği ile gıda ürünlerinin sergilendiği Sanat Çarşısı 5 etkinliğine verdikleri katkılardan dolayı; SASAD Başkanımız Ömer Umutlu, Genel Sekreter Miraç Morçöl ve tüm yönetim kurulu adına teşekkür ediyorum.
İkinci teşekkürüm ise Büyükşehir Belediye Başkanımız Halit Doğan’a. “Daha Hızlı Samsun” vizyonu kapsamında kent içi ulaşımı rahatlatacak olan Kenan Şar’a Köprülü Kavşak düzenlemesinin yakında başlayacağını memnuniyetle öğrendim.
Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerinde alt geçit inşası ve AFAD kavşağında üst geçit çalışmaları. Gençlik parkı yol genişletme çalışmaları, Samsun trafiğine nefes aldıracak projeler bunlar.
Sevgili dostlar, haziran ayında kırk günlük bir İzmir seyahatim oldu. Ancak bu seyahatim biraz sancılı geçti. Sıcakların erken bastırması maalesef hareket alanımı kısıtladı. Gölgede bile sıcaklık 40 derecenin üzerindeydi, şimdi ise 50’yi geçmiş durumda. Üstelik orman yangınlarının başlaması da planlarımı altüst etti. Randevularım iptal oldu; İzmir Valisi, belediye başkanları ve ilçe kaymakamlarıyla gerçekleştirmeyi planladığım görüşmeler zorunlu olarak ertelendi. Yine de bazı ilçe kaymakamlarımızla görüşme fırsatı buldum ve orman yangınları hakkında videolu bilgiler aldım. Bir sonraki seyahatim muhtemelen eylül–ekim aylarında olacak.
Belki! Kınık hasat festivali bu sene de yapılırsa, güçlü sanatçılar festivale davet edilirse, bende gitmeyi düşünüyorum. O tarihlerde Adana’da 11’nci Uluslararası Türk Dünyası Kültür Sanat Resim Şiir ve Müzik Festivalinde olacağım. İnşallah tarihler çakışmaz, iki festivale de hayırlısı ile giderim.
Bu seyahat sırasında İzmir Bergama Belediyesi’nin düzenlediği 89. Uluslararası Bergama Kermesi Kültür ve Sanat Festivali’ne denk geldim. Geçen yıl da İzmir Kınık Belediyesi’nin düzenlediği 8. Hasat Festivali’ne katılmıştım. Hatta festivalin son gününde, Ümit Besen’e şiir kitabımı imzalayarak hediye etmiştim.
Bergama Festivali’ni, sıcaklara rağmen dört gün boyunca ziyaret ettim. Bu ziyaretlerde farklı izlenimler edindim. Yeni iş fikirleri de zihnimde canlanmadı desem yalan olur. Festivalde yok yoktu! Türkiye’nin dört bir yanından gelen esnaflarla tanıştım. Diyarbakır’dan, Denizli’den, Manisa’dan, İstanbul’dan, Konya’dan gelen iş insanları vardı; kendileri ile güzel candan sohbetlerimiz ve dostluklarımız oldu.
Festivalde dolaşırken, duyduklarım da dikkat çekiciydi. Esnaflardan biri çanta satıyor, festivali gezenler tezgâhlara fazla yaklaşmadan uzaktan bakınca, satıcı şöyle sesleniyor!
“Devlet hastanesi doktoru gibi uzaktan bakmayın!”
Doktorlarımız böyle bir algıya maruz kalmış, ne acı! Espri de olsa düşündürücü…
“Kör, Sağır’a ‘Çok güzelsin’ demiş. Ne kör anlamış ne sağır! Dilsiz duymuş ama kimseye söyleyememiş…”
Maalesef toplum olarak birbirimizi anlamakta hâlâ zorlanıyoruz.
Biraz da Samsun’dan bahsedelim.
Şehir içi yolculuklarımda, zaman zaman toplu taşıma araçlarını kullanıyorum. Bu hem park yeri arama derdini ortadan kaldırıyor, hem de bana gözlem yapma fırsatı sunuyor. Elimde bol bol malzeme birikiyor, ben de sizlerle paylaşıyorum.
Otobüslere binen vatandaşlarımız neden çantasından önceden kartını çıkarmaz da, otobüsün içinde, kapı ağızında çantasını karıştırarak arar? Bu durum hem sıkışıklığa yol açıyor hem de zaman kaybına neden oluyor. Lütfen! Birbirimize daha anlayışlı olamaz mıyız?
Ayrıca toplu taşımada hâlâ telefonla nasıl konuşulması gerektiğini öğrenemedik. Yüksek sesle konuşan mı dersiniz, özelini herkesin duymasından rahatsız olmayan mı? Her türlüsü var! Otobüste bir bayan yanımda oturuyor, telefon ile konuşuyor. İnanır mısınız ne konuştuğu hiç anlaşılmıyor! Ne kadar duyarlı bir kardeşimiz. Keşke herkes böyle olabilse!
Bir de otobüste yeni tanıştığı biriyle, sanki kırk yıllık dostmuş gibi, yüksek sesle siyaset konuşmaya başlayanlar var. Sanki köy kahvesinde çınar ağacının altında sohbet ediyorlar! Konuşmak elbette hakkınız, ama etrafı rahatsız etmeden lütfen.
Dolmuşlarımızın ise farklı sıkıntıları var. Öğrenci veya bir başkası, dolmuşa biniyor, 200 lira veriyor. Şoförler artık bozuk para yetiştirememekten şikâyetçi. Üstelik trafikte para bozmaya çalışırken dikkatleri dağılıyor. Bir de inerken para uzatanlar var, ne desem bilemiyorum. Güler misin ağlar mısın?
Baki selamlar,
